27 Kasım 2012 Salı

Yoğun Bir Günün Ardından...


Yoğun bir günün ardından, arada yaşanan güzel anlar bunlar...

Oldukça yoğun bir gün geçirdim.Ordan oraya koştur derken kendimden geçtim. :) Ama güzel şeyler de oldu bugün.

Şimdi söylemem gerekirse bugün hiç bir şey kazanmadım. Malum çok da fazla bakamadım zaten. :) Ama kargom geldi tey tey, kargom geldi tey tey... :))

Öğlen ben tam evden çıkacakken zil çaldı ve Yurtiçi kargo elemanı beliriverdi kapıda. Elinde de 2 adet kutu var. İkisi de bize. Yehuuu :))

İlk kutudan 5 tane 6'lı snickers çıktı. Yani toplamda 30 tanecik :P Ohhh ohhh yandan yandan. :)) Diğer kutudan ise mp3 çalarım çıktı. Rengi turuncu. :) 4 GB hafızası var ve bir de hafıza kartı koymuşlar yanına. 8 GB'a kadar desteği de varmış. Kutusundan kulaklığı ve şarj kablosu da çıktı. Bilgisayar üzerinden şarj oluyor. :)) Ohh deymeyin keyfime kısacası. :)

Akşamüstü ise Profilo Alışveriş Merkezine akın ettik. Skyfall 007 filminin özel gösterimine davetiye kazanmıştım da onu kullandık. Film yaklaşık olarak 3 saat sürdü. Malumunuz James Bond bir numara her sahnede. Adam yenilmez, adam süper falan. :) Ama ama çok kızdım filmin yapımcılarına. İstanbul'da çekim yapmışlar ya güzel hoş ama görseniz İstanbul İstanbul'dan başka her şehre benziyor. Olmamış yani bizi çok kötü göstermişler. :)

Her neyse kargolarım geldi, filmime gittim, patronumla görüşmem çok da kötü gitmedi. Daha ne olsun. :)

En kötü günümüz böyle olsun.
Sevgiyle kalın.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Güzel Haberler


Güzel haberler alarak başladım bu sabah güne. :)
Bir çok şey olumlu gitti, tabi sevinmediğim haberler de aldım ama olsun. :) Birbirlerini dengelediler.

Öncelikle diyeceğim gelen giden kargom olmadı. Gözüm yollarda kaldı. Ah şu Snickerslarım bir geleydi iyiydi. :))

Sabah kalktım ve öncelikle maillerime bakayım dedim ve zaten günün tüm güzel haberleri mailimdeydi. Öncelikle geçen günlerde Lancome'dan kazandığımı yazmıştım. Ondan adres istemişlerdi, onu verdim. En kısa zamanda da gelmesini bekliyorum bakalım. :) Deneme boyu dediler ama umarım bir kez kullanmalık değildir. :) Ardından twitterda gelen bir DM haberi düşmüştü mailime. Bir baktım ki, geçen kazandığım mp3 çalar kargoya verilmiş deniyor. Ohh! Onu da bekliyorum, gelir umarım en yakın zamanda. :)

Daha sonra ise kazandığım bir şey olduğunu gördüm mailimde. Profilo AVM'de yarın akşam gerçekleşecek Skyfall 007 özel gösterimine çift kişilik davetiye kazanmışım. :)) Bakalım yarın gidicez, neler olacak? :)

Yarının, yeni bir gün olarak tüm güzellikleri üzerimize çekmesi dileğiyle...
Sevgiyle kalın.
(P.S: Göbeğini yirim!)

25 Kasım 2012 Pazar

Sevimsiz Haftasonu


Sevimsiz oluyor şu haftasonları... Hele benim için. Yarışma yok, çekiliş yok, gelen kargo yok. Bir de ben artık çalışma düzenimi öyle bir ayarladım ki, haftaiçi otur aylak aylak, sonra haftasonu hard-core giriş işlere...Pek ilerlemiyor ama bu durum. Sanırım bu hafta içi yine yoğun bir şekilde çalışmam gerekecek.: :( Her neyse olumsuzluklara girmeden gelelim haftasonu ne oldu ne bitti diye...

Gelen giden bir kargo olmadı! (Ühühühü)

Ama ama ama... Dün çok güzel bir şey kazandım ben!

Twitter üzerinde yapılan bir yarışmadan mp3 player kazandım! Üstelik yarışmaya katıldığımı falan da unutmuştum. (Son zamanlarda twitter üzerinde pek yüzüm gülmüyor) Twittera girdim, baktım ki takipçi sayım artmış. Sonra bir bakayım kim takip ediyor diye etkileşimlere girdim ki ne göreyim: 1234 tane tweet var ve tebrikler, yaa keşke ben de kazansaydımlar falan havada uçuşuyor. :) Ne olduğunu anlamayamadım önce. Sonra farkına vardım ve resmen mutluluktan havaya uçtum. Çünkü şu an kullandığım mp3 çalarım beni her an yarı yolda bırakacak gibi. 6 yıldır falan kullanıyorum onu. İyice emektar oldu. Dolayısıyla ihtiyacım olan bir şeyi kazanmak ilaç gibi geldi. :)

Başka kazandığım bir şey olmadı bundan başka ama numune falan istedim. Depend markasından emici külot ve Bolca Hindi markasından da yemek kitabı gelecek. Eğer yollarlarsa eğer, numune olarak bunları bekliyorum.

Bugün ise malumunuz iyice sevimsiz ve gereksiz gün olan Pazar. Tın tın yani...

Kısacası haftasonu sevimsiz ama Cumartesi biraz keyif vericiydi.
Her Cumartesinin böyle keyif verici olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

23 Kasım 2012 Cuma

Mübarek Gün: "Cuma"


Sabah saat 09.49. Zil çalıyor zırrr, herkes yatakta o ne yaaa diye kalkıyor, bir koşu kapıyı açıyor evde. Kargo geliyor, basamakları çıkıyor teker teker... O sırada acaba ne geldi yaa diye düşünüp duruyor insan. Ne olaki bu gelen?

...Sonunda kargo bizim kata ulaşıyor. Ama o da nesi ? Gelen kargo alıcı ödemeli! İşte o zaman dank ediyor kafama. Zamanında Facebook üzerinde yapılan bir yarışmada kitap kazanmıştım. Kargo ücreti ile herhangi bir şey söylememişlerdi. Kitap Eser Gündüz - Kimsesiz Düşler Gümüş Ayna. Türkçe Harry Potter bir nevi. Kitabı çok severek ve isteyerek kazanmıştım. Daha sonra yaklaşık olarak üstünden 1.5 ay falan geçince, gelmeyecek herhalde diye listemden de çıkarmıştım. Her neyse, kargo ücretini duyunca şaşırdık tabiki. Malum bugüne dek gelenler hep beleş oldu. :)) Babam almayız o zaman falan dedi. O bunu der demez, kargo ücreti ne kadar acaba diye sordum. Gelen cevap: 2.5 TL ! Anam ben kitabı isteyerek, severek, merak ederek kazanmışım. 2.5 TL öderim hemen tabi, ne olacak. :) Ödedim ve aldım kitabımı. Güne sevinçli başladım. :)

Daha sonra okula gitmek üzere hazırlandım vs. derken tam kapıdan çıkıcam ki çat gene kapı çaldı. :) Haydaa, bu sefer ne geldi ki diye düşünmeye başladı bizim ev halkı. Derken ne görelim!? Cillit Bang'in yarışmasından kazandığım Arzum Tost Makinesi geldi. Yarışmanın katılım koşullarında ödül dağıtımına 1 Aralık'tan itibaren başlanılacağı yazınca, dolayısıyla şu sıralar bu hediyeyi beklemiyoduk biz de. Gelince hem şaşırdık hem de çok sevindik. :)

Sonuç olarak başka gelen bir kargo olmadı, günü 2 kargo ile kapamış olduk. :)

Gün içerisinde katılamadığım çekilişler oldu tabi. Yedigün'ün yaptığı yarışmaya katıldım bi. O da sinema bileti veriyodu ama çıkmadı. Ne yapalım, bugüne kadar çıkanlara sayalım. :)

Akşamüstü ise "Yıldızlara İmzanı At" isimli bir yarışmaya katıldım. Yarışmada para dizaynı yapıyosunuz. Para rengini, miktarını seçiyosunuz. Sonra paraya Mercedes'in arabalarından birini seçip ekliyorsunuz. Adınızı imza olarak yazdırıyorsunuz ve son olarak da kafanızın resmini ekliyorsunuz. Ve adamlar bu parayı bir kupa üzerine işleyip hediye olarak gönderiyorlar. :) Annemden, babamdan , kendimden dizayn ettim. İstedim. Bizim resimler biraz dandik oldu, pek yakıştırmadık, yani sonradan eklendiği çok belli oluyor ama olsun. :) Sonra da erkek arkadaşım için yaptım bir tane. Ona da onun adresini verdim, ona hediye gitsin diye. Tek sorun ise, gelecek kupa için kargo ücreti isteyip istemeyecekleri. Eğer isterlerse, geri yollarım valla. Hiç ödeyip alamam onu. Bir kere hediye diyince yani tamamen beleş olmasını bekliyor insan. Bakalım, gelirse ne oldu bitti yazarım gene buraya.

Sonuç olarak bu mübarek Cuma günü, yine mübarek geçti benim için.
Her günün böylesine bereketli olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

22 Kasım 2012 Perşembe

Perşembe Perişan Gün!?


Perşembe perişan gün derler ama valla benim için hoş gün, güzel gün bu perşembe günleri. :)

Bugün evde olmadığım için kargo haberi yazamıyorum. Eve döndüğümde gelip de geri dönen bir kargo kağıdı falan da bulamadığım için herhalde bugün gelmediler diye kendimi avutuyorum. :)

Evde olmadığım için malumunuz gün içinde yine katılamadım bir çok yarışmaya. Belki evde olsam katılıp kazanabileceğim bir şeyler olurdu ama bilmiyorum ya kısmet işleri bunlar. :)

Evde olmadığım halde kazandığım şeyler var ama bugün benim. :)

Onlardan önce komik bir durumdan bahsetmek istiyorum. Dün Lipton Ice Tea'nin yapmış olduğu bir yorum yarışmasına katılmıştım. Yarışmaya katılan herkes Ice Tea sloganı yazıyordu, dolayısıyla ben de yazdım. Arkadaşlarımdan Tutan da (Takma Adı bu olsun.) Allah cezanı vericek senin diye bir yorum bıraktı bu gönderinin altına. Ve bugün yarışmanın sonuçlarına baktığımda kazananlar listesinde Tutan'ın adını gördüm. Herif ne slogan attı ne bir şey yaptı, dalgasına yorum bıraktı, o da çekilişe katılmak için değil ama şans bu ya herife çıktı. Şimdi litrelerce Ice Tea sahibi kendisi. Ne diyim ki güle güle içsin. :)

Kendi kazandıklarıma gelince, twitter üzerinde Warner Bros.'un yaptığı yarışmadan Otel Transilvanya posteri kazandım. Belki bu çok küçük bir şey, amann buna da katılınır mı, buna da mutlu olunur mu diye düşünenler olabilir, ama ben çok isteyerek katıldım ve kazandığım için de çok mutlu oldum. Çünkü hem animasyonları çok seviyorum hem de bu filmi falan çok merak ediyorum. Gelen posteri yeni evdeki odama asıcam. (Eğer dedem falan bu ne yaaa diyip kızmaz ise tabiki. :))

Günün ikinci kazancı ise Lancome'dan oldu. Génifique Light Pearl ürününün deneme boyunu kazandım. Bu ne derseniz, ben de tam olarak bilmemekle beraber, anladığım kadarıyla göz altı kapatıcı. Herhalde en çok tükettiğim ve ihtiyaç duyduğum şeylerden biri. Valla göz altı kapatıcı kullanmasam resmen eroinman gibi dolanıcam ortalarda. Mosmor yahu. O yüzden bu hediyeme de çok sevindim. Kazananlara mail atacaklarmış. Bekliyorum bakalım, atsınlar maili de veriyim iletişim bilgilerimi, yollasınlar hemencecik. :)

Kısacası bu perşembe günü perişan değil mübarek gün yahu. :) Her günün böylesine dolu dolu olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

Bereketli Çarşamba :)


Sabah yine gelen kargonun zil sesi ile uyanılır... :) Eti Crax'tan kazandığım hediyem gelir: 3 adet Eti Crax paketi. Biri patlamış mısırlı, biri baharatlı diğeri de acılı. :)

Ardından hiç bir yarışmaya bakamadan okula gidilip gelinir. Malumunuz bu sırada hemen hemen bütün yarışmalar kaçırılmış olunur. Ne yapalım yahu çekilişe katılıcaz diye normal hayatımızdan ödün verecek halimiz yok ya. :)

Ben evde olmadığım sırada 2 adet daha kargo alınır bu arada ev halkınca. :) Biri bayramdan beri beklenen Fa seti çıkar. :) Normalde 6 adet ürün kazandım diye biliyodum ama anladığım kadarıyla eğer bayan kazandıysa bayan ürünü, erkek kazandıysa erkek ürünü yolluyorlarmış. Dolayısıyla bana da 3 adet ürün geldi: Duş jeli, Roll-On ve Deodorant. Özellikle duş jelinin kokusuna bayıldım! Durup durup kapağını açıp kokluyorum. Tinerci gibi oldum ahaha :))

Diğer kargo ise Ülker Çikolatalı Gofretten kazanılan bir kutu gofret... :) Resmen gofrete doyurdu bizi Ülker, sağolsun varolsun. Elleri kolları kargosu dert görmesin. :) Yarışma da bitti ama bakalım başka çikolata nereden kazanıcaz? :P

Dolayısıyla bu Çarşamba kargo açısından bereketli geçti.

Kargolar dışında, TNB- Toshiba Bilgisayar Dağıtıcısından NASA:Human Adventure sergisi için çift kişilik bilet aldım. (Annemle benim adıma vardı zaten, artık babam için de var. :)) Bir de Avon'un yeni ürünü için numune yollanacakmış, onun için kayıt yaptırdım. Numuneler, 1 Aralık'tan itibaren dağıtılacakmış. Haydi bakalım bekliyoruz... :))

En kötü günümüz böyle olsun diyorum ve bu postu da bitiriyorum.
Sevgiyle kalın.

20 Kasım 2012 Salı

Son 2 Gün...


Bu postum son 2 gün ile alakalı olacak. Malumunuz dün yazamadım da. :)

Öncelikle Pazartesi günü ile başlarsak eğer, sabah 10.30 civarlarında ToyzzShop'dan kazandığım çocuk kitabının kargosu elime ulaştı. 2 adet kitap yollamışlar. Biri Winnie the Pooh (böyle mi yazılıyor, şimdi emin olamadım.), diğeri de National Geographic (bunun yazımından da emin değilim.) kitabı. Hediye edeceğim kız bence mutlu olucaktır bu kitapları görünce. Ben olsam mutlu olurdum yani. :) Pazartesi günü gelen ilk ve son kargom işte buydu.

Kazandıklarıma gelince, yarışmalardan pek mutlu ayrıldığımı söyleyemicem ama Kadınca Kararınca blogunda yapılan EşyalarPratik isimli sitenin çekilişinde 40 TL alt limitli 20 TL lik hediye çeki kazandım. Mail adresimi istediler ama ne mail geldi, ne de bir şey olduğu var. Bakalım bi iki gün daha bekliyim de, bir cacık çıkmazsa sorar araştırırım. İşte Pazartesi gününü de tek bir hediye çeki kazanmış olarak kapattım. :) (O da bir şeydir, boş geçmesinden iyidir. :))

Bugüne gelince...

Gelen giden bir kargo olmadı.

Geçen günlerde Nestle PureLife Suyu için yapılan yarışmaya katılmıştım. Oradan aradılar, 2 damacanayı 7.30 TL'ye alabileceğimizi söylediler. Biz de olur dedik. Yani tek tek alırken, şu an 6.00 TL falan ödüyoruz. Uyguna gelecek. Yarın saat 12-1 arası getireceklermiş bakalım...

Gün içerisinde evde olmadığım için pek fazla yarışmaya da katılamadım açıkcası. Açıklanan yarışmalarda da ismimi göremedim. Heleki Vaseline açıklandı, 50 kişi kazandı da bize denk düşmedi. Onu çok istiyodum, kısmet olmadı. :)

Akşamüstü Opet firması NASA: Human Adventure (Uzay Sergisi) için yapmış olduğu yarışma sonucunu açıkladı. Ondan hem annem hem de kendi adıma bilet kazanmışım. :) Üstelik 14 Nisan 2013 tarihine kadar da gidip gezebilirmişiz. Ohh :))

Bu arada akşam erkek arkadaşımın Yedigünün yaptığı yarışmadan kazanmış olduğu biletleri kullandım ve Evim Sensin filmine gittim. Tamam, filmde çok güzel romantik şeyler oluyor. Tamam ortada bir aşk var. Tamam insanın aşık oldukça olası geliyor ama filmde Özcan Deniz kendini övmeye çalışmaktan, süper seksi göstermeye çalışmaktan ileri gidememiş. Fahriye Evcen ise çok yapmacık kalmış. Ben erkek olsam, öyle bir kız arkadaşım olsa, her gün 4 posta döverim valla. Bir de daha önceden duymuştum ki filme giden herkes ağlıyormuş. Film başlar başlamaz kendimi ağlamaya hazırladım ama bir damla gözyaşı bile dökemeden geri geldim. Duyguyu falan hissedemedim ben. Ama anladım ki bu kolları şiş, pazusu olan ve bunun üstüne de dar tişört giyen erkekler cidden seksi oluyor. Lami cimi yok yani. :) Ah keşke benim erkek arkadaşım da öyle olaydı... :P

Daha demin de yine güzel bir haber aldık bu arada. Erkek arkadaşım Hürriyet Kampüs'ün yaptığı yarışmadan 10 adet Kemal Sunal filmi kazandı. Valla birlikte izlemek nasip olur inşallah diyorum. :)

Kısacası şu 2 günü toplarsak, elimiz boş dönmedik evellAllah. :) Umarım her gün bu günler gibi geçer.

Sevgiyle kalın.

18 Kasım 2012 Pazar

Bir Pazar Daha Biter...


Bir Pazar günü daha sona erer... Sevemiyorum şu pazar günlerini. Sanki pazar günleri olmasa haftalar daha bir çekilir, daha bir güzel olacak. :)

Malumunuz pazar günleri kargo çalışmadığı için doğal olarak gelen giden bir kargom olmadı. Umuyorum ki yarın gelen olsun. :)

Pazar günleri normalde yarışma falan da olmuyor. Katılsan katılcak bir şey falan yok yani meydanda. Boş boş takılıyosun internette. Ama bugün yine kazandığım bir şey var benim. :) Yaklaşık bir ay önce falan Çiztanbul'un facebook yarışmasına katılmıştım ve bugün itibari ile sonuçlandı ve sonuç olarak da 100 TL değerinde kitap kazandım. :) ( Çiztanbuldan daha önce de kazanmıştım. Umarım bu sefer gönderecekleri kitaplar önceki gelenlerden farklı olur. :)) Aynı şekilde bir gayretle erkek arkadaşımı da o yarışmaya sokmuştum ve sonuç olarak bugün kazananlar listesinde onun adı da vardı. Hatta herif benden önce yollamış iletişim bilgilerini falan. Ahaha. Güle güle okuyalım hadi bakalım. :)

Bugünün bereketi yarının darısı başına olsun.
Sevgiyle kalın.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Gofreeett :))


Genelde haftasonlarını sevmiyorum. Ne çekiliş oluyor ne de bir şey kazanabiliyorum. Hele ki yarın pazar günü, gene başlayacak bende pazar sendromu. Neyse... :))

Öğlen gelen kargo ile günü açtık. Uzun zamandır zil çalmayınca, bugün çalan zilde hop hop hopladık. Ohh bee en azından biri geldi dedik. :) Geçen burada yazdığım gibi, Ülker Çikolatalı Gofretin 4.haftasında kazanmıştım. Gelen kargo işte oydu: Bir kutu çikolata. :)) (Yıh yıh yıh!) Dün de yine kazandım malum. Bir kutu daha gelicek. Ehehe. Bundan önce yaptıkları hiç bir yarışmada ülker çikolatalı gofret kazanamamıştım. Çok içimde kalmıştı.Şimdi ise resmen doydum! :)) Bu arada söylemeden geçemicem. Gelen kargo Yurtiçi kargoydu ve kesinlikle bu konuda bir numaralar! Hizmetlerini çok güzel yerine getiriyorlar. Buradan da tebrik ediyorum onları.

Ardından dışarı çıkmaktan vazgeçtim. Hem böylece gelen bir kargo olursa geri dönmesin diye de garanti altına almış oldum. Ben evdeyim ve bekliyorum ya gelmedi naletler! Evde kimse olmasa, hepsi gelip gelip geri dönerdi kesin. Her neyse...

Dediğim gibi günümü evde oturup, ders çalışarak geçirdim. Bir ara twitterda İstanbul Forum'un yaptığı yarışmaya katıldım. Onda da doğru cevabı veren ilk 30 kişiye hediye vereceklerdi. İlk 30'a kıl payı girdim. :) Kazandığım şey de İkea'dan bir adet sıcak içecek. :) Eheheh :) Olsun yaa kahve olsun benim olsun valla. Hiç öyle büyük küçük ayrımı yapmam. Her gelene eyvallah derim. :) Onun dışında da bugün kazandığım başka bir şey olmadı. Zaten yarışma bile yoktu ki... :)

Netice olarak bakarsak da bir gelen ve bir kazanılan ile günü kapamış bulunuyorum. Keşke her hafta sonu bu kadar bereketli olsa diyorum. :)
Sevgiyle kalın.

16 Kasım 2012 Cuma

Gün Bitti Ama...


Bu postu yazmakta geç kaldım, malum saat 00.00'ı geçti, 17 Kasım'a girdik ama bu post 16 Kasım ile alakalı. :)

15 Kasım günü Selva makarnanın twitter yarışmasına katılmıştım ve sonucundan cidden ümitliydim. Ama çıkmadı. Sınavım vardı, pek parlak geçmedi. Gibi gibi pek olumlu şeyler olmasa da pozitif düşünceyi elden bırakmamaya çalıştım bugün. Her neyse, oldu bitti, geçti gitti, dün yaşandı bitti, bugün yeni bir gün... Yeni heyecanlar, yeni umutlar var. Öyle düşünmek gerek. Üzülerek, pişman olarak nereye kadar. :)

Yine de olan olumsuzlukların yanı sıra yüzümü güldüren, elimi boş döndürmeyen şeyler de oldu bugün tabiki. :)) Ülker çikolatalı gofretin 5.hafta kazananları açıklandı ve gene kazandım mesela. :) Şu an gelecek 2 kutu gofret oldu. Umarım üstüne yatmazlar da yollarlar. Sonra da tatlı yiyip tatlı konuşurum milletle. :P

Daha sonra İlknurun Dünyası isimli blogta katıldığım Viking Kağıt yarışmasından 2'li Premia Havlu Kağıt kazandığımı öğrendim. Bu yarışmanın sonucu dün açıklanmış, yarına kadar bilgilerinizi göndermezseniz yedek bulucam demiş ilgili kişi de. Hemen yolladım bilgilerimi görür görmez. Umarım hakkım kaybolmaz da, hediyem gelir. :) Buna en çok annem sevindi. Gelsin gelsin kullanırım ben dedi. :))

Bunlar dışında gelen giden bir kargom olmadı. Kargocuları özler oldum valla. Kimi gün 2-3 tane kargo gelince ve şu anki gibi uzun bir süre kapı çalınmayınca insan aa nerde kaldı bunlar yaa diyip meraklanıyor. :) Genelde de Cumartesi gelmeye bayılıyorlar.Umarım yarın da gelmezler. Malum haftasonu, gezicem tozucam yahu. :) Burdan kargoculara sesleniyorum: Pazartesi günü toplu halde gelebilirsiniz şekerlerim. :))

Kısacası bugün de yarabbi şükür diyerek güne veda ettik.
Hergün böylesine şükür edebilmek dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

15 Kasım 2012 Perşembe

Günü de Kurtardık :)


Bugün pek neşeli geçen bir gün olmadı benim için. Biraz sıkıntılı geçti. Sonunda gün bitimine az kaldı da içim biraz rahatlıyor. Özellikle inanıyorum ki yarın akşam saat 9 falan olsa, nasıl da mutlu olacağım. :)

Bugün gene gelen giden bir kargom olmadı. Zaten daha öncede dediğim gibi şu günlerde pek beklemiyorum. Belki yarın ToyzzShop'tan kazandığım kitap gelebilir, ama onu da çabuk yollarlar mı hiç bilemiyorum.

Gün içinde pek fazla yarışmaya katılmadım. Katıldıklarım da olumsuz sonuçlandı genelde. Yedigün'ün yaptığı bir yarışmada erkek arkadaşım adına çift kişilik sinema bileti kazandım. :) (Bu sinema biletleri çok güzel oluyor şaka maka.) Onun dışında bana çıkan bir şey olmadı.

Derken...

2 hafta oldu sanırım şu yarışmaya katılalı: Eti Crax :) Yarışmasında bir kol var, çevirip duruyosunuz. Her seferinde ya arkadaş daveti ya da şans kutusu geliyor. Şans kutusu da ya boş ya da hediyeli çıkıyor. Ve kolu çevirebilmek için 24 tane davet göndermediğiniz arkadaşınız olması gerekiyor. 400 küsür arkadaşımdan her birine davet gönderecek kadar çevirmiştim o kolu. 10 defa falan da şans kutusu çıkmıştı ama hepsi boştu. O yüzden nalet gelsin ya diyip bırakmak zorunda kalmıştım yarışmayı. Bu akşam, ananemin hesabından bi deniyim acaba hala devam ediyor mu diye bakıyım dedim. Katıldım. 4 defa çevirdim kolu ve 4.de şans kutusu geldi. Heh gene boştur bu diye tıkladım ki ne göreyim : Hediye kazandınız yazısı çıktı. :) Kazandığım şey de öyle kulaklık neyin değil. Millet götürdü kulaklıkları, mp3 çalarları... Gerçi öyle gözüm de yok, büyük bir şey gelsin diye. İnat ettim ve kazandım ya o bana yetti. 3 tane Eti Crax olsun, benim olsun valla. Ama onu da 2 haftadan önce yollamıyorlarmış. Onu da bekleyeceğiz artık. :)

Kısacası bugünü de boş geçirmedik ve çok şükür Allah'ım sana dedik. :)
Her günün bereketli olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Lucky One!


Dün akşam netten çıkmadan önce, Hürriyet Kampüs'ün yeni sorularını çözeyim de tekrardan bir şansımı deneyeyim diye girdim sayfasına. Derken gördüm ki günün kazananları içinde adım var. :) Hediyesini de bilmeden katılmıştım üstelik. Bir de fark ettim ki hediyesi Seval Parfümeride geçerli 100 TL'lik hediye çekiymiş. :) Hemen gittim,anneme yetiştirdim: Şaşırdı kaldı! Hiç beklemiyodu o da benim gibi. İkimizde hazırlıksız yakalandık. Umarız alt limiti yoktur diye diye ümitlendik, heveslendik. Adres neyin istediler, verdik bakalım bekliyoruz şimdi. Eğer cidden alt limiti yok ise allık falan alacağım. Zaten bitiyodu allığım, eğer o şekilde kullanabilirsem cidden süper olacak. :)

Daha sonra sabah 11.00 da Toyzz Shop'un yaptığı yarışmaya katıldım. Hediye olarak 25 çocuğa kitap yollayacaklardı. Onda da şans benden yanaydı ve kazandım. Gelecek kitap için 8 yaş dedim. Annemin arkadaşının kızı var o yaşta, ona hediye olacak. Çekilişlerden kazandığım şeyleri hediye edip birilerini sevindirmek güzel şey. :)

Gün içinde dışarıda olduğum için kaçırdığım yarışmalar falan da oldu tabi. Twitterdaki bir çok yarışmadan olumsuz sonuç almama rağmen, sonunda bir tane tutturdum ama o da benim işime yaramadı. :) DenizBank'ın yapmış olduğu yarışmadan 16 Kasım Cuma akşamı saat 20.00 ' da gerçekleşecek İstanbul Senfoni Orkestrası konserine çift kişilik bilet kazandım. Ancak maalesef o sırada ben sınavdan çıkmış olacağım için işime yaramayacak biletler. O yüzden ben de gidecek isim olarak arkadaşım Çitos'un adını verdim. Eğer gidecek birilerini bulabilirse o gidecek. Umarım gidebilir de, bilet boşa gitmez. :) Dolayısıyla bugünü de 3 adet hediye ile kapatmış oldum. Allah bereket versin. :)

Gelen bir kargom olmadı ayrıca bugün. Zaten beklediğim 4-5 tane kargo var. Onlar da Aralık ayında gelecek şekilde bekliyorum. Kiminin dağıtımı başlamadı, kiminden hiç haber yok. O şekilde. :) Olsun ama bugün kazandıklarım moral toplamak için yetti de arttı bile. :)

Her günün en az bu kadar bereketli olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

13 Kasım 2012 Salı

Yeppa :)


Sabah 10.30 : Yorgana sarılmışım, sıcacık fosur fosur uyuyorum. Derken zil çalıyor: Zırrrrr!!!! Babam gidiyor, soruyor: "Kim o?" Hemen cevap geliyor: "Kargo!!!" ve ben hemen gözlerimi açıyorum, o yataktan fırlayıp çıkıyorum, kargoyu karşılamaya gidiyorum. :) İşte günüm böyle başlıyor. Süper bir başlangıç benim için. Direkt pozitif enerji. :))

Malum, bir bebek anketine katılmıştım ve oradan da ürün kazanmıştım, ama ne olduğunu bilmiyodum. (Bkz. "Burada" ve "Burada" ) İşte sabah sabah gelen ürün de o oldu. Bir kutu geldi Aras Kargo'dan. Şöyle ufaktan bakınca da orta boy bir kutu olduğunu söyleyebilirim. Aaa dedim bunlar bayaa birşey yollamış herhalde. Ama kutuyu bir açtık ne görelim, içinde sadece bir ürün var. :) Bebek Losyonu. Hemen açtım, kokusuna baktım. Kokusu cidden çok güzel. Daha önce güzel kokuyor diyenleri duymuştum, demekki doğru söylemişler. :) Losyonun en güzel yanı, sadece bebekler değil yetişkinler de kullanabiliyor. Yazın güneşte kavrulduktan sonra kullanacağım bir ürün oldu kısacası kendisi. Üstelik organik bir ürünmüş. Yani öyle zararlı kimyasal falan içermiyor. O yüzden de içim rahat rahat kullanıcam. :))

Ardından öğlen yeniden zil çaldı ve yeni bir kargo daha geldi. :) Bu sefer, "Burada" bahsettiğim 3 lü temizlik bezlerim geldi. Annem poşetini açmadı ama. Hemen onları yeni evimiz için ayırdı. (Aslında bizim değil, ama olsun. :)) Bugün de markette fiyatlarına baktım: aynı markayı bulamadım ama fiyatları ortalama 5-6 TL arası değişiyor. :) Valla bu olaylarda 1 TL olsun benim olsun mantığı güdüyorum ben. Kimse de kusura bakmasın. Beleş baldan tatlıdır diye bir söz türetilmiş hatta bunun için. :P

Bunlar dışında gelen giden olmadı...

Akşamüstü "Burada" bahsettiğim ve kazanmış olduğum Cinemaximum sinema biletlerini kullanmak üzere dışarı çıktık: Filmimiz Mükemmel Plan ( Friends With Kids). Filmin başında biraz sıkılabilirsiniz ama gerisi hoşuma gitti benim. Romantik Komedi tarzında bir film. Ancak söylemem gerek +18 konuşmalar içermekte. O yüzden biraz dikkatle izlenmesi lazım. Ayrıca filmde Megan Fox'da oynuyor. (Başrol değil!) Bilmiyorum ya kadın bana itici geliyor. Pek de fanı olduğumu söyleyemem. Ama cidden bu durumun kıskançlıkla falan da alakası yok. Kısacası film iyi yani izlenebilir. :)

Sonra Migros'a girdik. Money Club Kart'ın Bil Kazan yarışmasında Cappy Atom 1 TL içeceğine %75 indirim kazanmıştım. Onu da bi güzel kullandım. ( Şu Tıkla Kazan - Bil Kazan yarışmalarından henüz %100 indirim kazanmak bir nasip olamadı ya o ezikliği hep içimde taşırım valla.)

Eve döndükten sonra çekiliş sonuçlarına falan bakayım dedim. Dışarı çıkmadan evvel Twitterda bayaa bir katılım yapmıştım ama hepsi de hüsranla sonuçlandı. Tüh yaa falan derken Cillit Bang'ten Arzum Midi Tost Makinesi kazanmış olduğumuzu öğrendim. Sonra başlasın evde sevinçler, oo süpermiş diye kutlamalar. :P Annem onu da yeni eve götürebilirim diyip duruyor. Hadi bakalım. :)

P.S: "Burada" bahsetmiş olduğum Teknosa Turuncu Şans'tan da yine şansım gülmedi. Yarışma bitti gitti. :))

Kısacası bugün de pozitif enerji benden yanaydı. Şans benim tarafımdaydı. Şansın her gün en az bu kadar yanımızda olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

12 Kasım 2012 Pazartesi

No Positive, No Gain!


Bugün yine kargo gelen bir gün olması sebebiyle, bizim için ( benim için ) sevindirici bir gün olarak başladı. Maggi'nin yaptığı yarışma neticesinde kazandığım ürünlerin bir kısmı geldi. Henüz gelmeyen parçası var. Böylece kargo gözlemekten vazgeçmeyeceğim. :)

Ardından bir telefon aldık. Geçen gün katılmış olduğum bebek anketi sonucunda 100 kişiden biri olur muyum acaba diye yazmıştım. Bkz. bu post. Ve o 100 kişi içine girdim. :) Bugün aradılar, adresimizi teyit ettiler ve Aras kargo ile hediye çıkışının gerçekleştirildiğini belirttiler. Hediye paketi içinde ne var, ben de bilmiyorum. Bana da sürpriz olacak. Ama bu anket geçen sene de yapılmış ve o zaman losyon falan göndermişler. Üstelik çok güzel kokuyor falan demişler. Umarım hoş kokulu bir şeyler gelir bana da. :))

Telefondan sonra bayaa bir meşgul geçti günüm. Pek çekiliş kovalama şansı yakalayamadım. O yüzden kaçırdığım şeyler olmuştur muhakkak. Yine günlük çekilişlerime katıldım, yeni başlayanlara da akşam el attım. Teknosa Turuncu Şans'ta yine klavye-mouse için 3 rozeti de topladım, ama kazanır mıyım, bu sefer çıkar mı pek bilemiyorum. Açıkcası pek de ümidim yok. Üstüne üstlük yarışma da akşamüstü sonlanmış. O yüzden belki hiç bugün için çekiliş bile yapmazlar. Yarın bir kontrol edeceğim ama pek de ümitli değilim.

Günün en sevindiğim haberi ise yine yeniden Ülker Çikolatalı Gofret kazanmak oldu. O değil, ananem şimdiden bir kutu da ben isterim diye tutturdu. O da çok seviyor gofretleri ama şeker ilacı kullanıyor. :(

Velasıhıl, günüm yine bereketli geçti. Keşke her günüm böyle olsa... Bir şeyler gelse, bir şeyler kazansam falan. Her günümüzün böyle olması dileğiyle...

Sevgiyle kalın.

11 Kasım 2012 Pazar

Pazar Günlerini Sevmiyorum


Bildiğimiz gibi Pazartesi Sendromu denilen bir şey var insanlarda. Benim ise Pazartesi ile alıp veremediğim hiç bir şey yok. Ben tamamen Pazar Sendromu yaşıyorum. Bu kadar verimsiz geçen, bu kadar soğuk olan, yaşamın bu kadar yavaşladığı başka bir gün daha yok benim için. İnsana ne ders çalışma şevki verir. Ne gezme şevki verir. İyice depresyona sokuyor beni.

Bunları geçtik, malum pazar günleri ne çekiliş düzenleniyor, ne de kargo firmaları çalışıyor. Çok sıkılıyorum ben de. Günlük katılmam gereken çekilişlere katılıp kalıyorum. Zaman geçmek bilmiyor ondan sonra.

Bir de yarın patronum Çiko ile toplantım var. (Olacak sanırım, henüz mailime geri dönmedi ama. :)) Bu hafta benim için pek verimli geçmedi. İstediğim şeyleri yapamadım. Hep bir yerlerde takıldım. O yüzden onla da hiç görüşesim ya, o da ayrı bir durum. Bakalım, kısmet artık...

Bu arada dün Teknosa Turuncu Şans'ta ilk defa çekilişe katılmak için şans kazanmıştım ama o da denk gelmedi. :) Bir gördüm ki arkadaşlarımdan GiGi kazanmış. Katıldığını bile bilmiyodum. Güle güle kullansın valla. En azından O, ay bunu mu kazandım hıh diyip yermiyor hediyeyi. :)

Pazar gününü sevebilmek dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Günlerden 10 Kasım


Tarih bile sıraya girdi bugün: 10.11.12.
En büyük Türk'ün Mustafa Kemal ATATÜRK olduğu bir daha kanıtlandı bugün.
Herkes saygıyla ve özlemle andı O'nu bugün.
Keşke ölmeseydin be paşam, dedi herkes bugün.
Bizimkisi karşılıksız bir sevgi, dedi herkes bugün.
Canlıyken hiç görmediğin bir adama aşık olmak nedir bilir misiniz? diye sordu, hekes bugün.
Seni hiç unutmadık, unutturmayacağız paşam. Unutturmak isteyenlere inat, sana daha çok bağlanacağız, paşam.
Sen yerinde rahat uyu! Bu ülkeyi onlara bırakmayacağız paşam!

İşte bu dolu dolu duygularla, bu coşkuyla uyandık bu sabah. Benim gibi, çevrem gibi bugünü böylesine yaşayanların olduğunu bilmek ayrıca mutlu etti bizi. Anıtkabire gitmek isterdim bugün. Kısmet olmadı. Bu kısmeti bana yarattırmayan ortama, yaratmayan kişilere, yaratmayan sorumluluklara... (Neyse, demiyorum ben bir şey. :))


Gelelim bugün neler olmuş, neler gelmiş, neler gitmiş... 
Sabah kalktım, nete girdim. Sonra bakınırken gördüm ki Snickers Açlık Testinin ilk hafta kazananları açıklanmış. Daha önceki yarışmalarından hep elim boş dönmüştüm. Ama bu sefer şans benim de yüzüme güldü ve kazandım. :) Şimdi bir kutu Snickers gelicek. (Yehuuu!! :)) Hediye çikolata oldu mu, ayrı bir mutlu oluyorum ben. Bir kutu dediğimizde de 6 tane falan var ama. Öyle çok bir şey değil. :) Ülker kadar bonkör değiller. :P Olsun, 6 tane olsun bizim olsun valla. :))

Ardından hemen hemen bütün günüm meşgul geçmesine rağmen, arada bir mola verdiğimde bakındım yine neler var, neler yok diye. :) Bir sitede bebeklerle ilgili ödüllü bir test vardı, tüm soruları doğru yanıtlayan 100 kişiye hediye vereceklermiş. Onu cevapladım. Hepsini doğru bildim ama o 100 kişiden biri olur muyum, hiç bir fikrim yok. :)

Daha sonra Teknosa Turuncu Şansa katıldım. İlk defa günlük hediyelerden bir tanesindeki 3 rozeti de topladım. Onda da çekilişe girmeye hak kazandım. Yarın sonucu açıklanacak, 3 kişi kazanacak. Çıkma şansını çok fazla görmüyorum ama bakalım. (Daha önce erkek arkadaşım da formanın 3 rozetini toplamıştı ama çıkmamıştı. O yüzden ben de pek heveslenmiyorum.)

Bugün bana gelen giden bir kargo olmadı. Zaten beklediğim de yoktu. Hıh! Ama erkek arkadaşım ( bu arada ona takma isim arıyorum hala, yakında bulurum diye ümit ediyorum. Dün akşam bir tane buldum ama beyefendi beğenmedi.) kargo almış. Şişli optikten kazandığı Burberry gözlükleri gelmiş. Attı bana da hemen resmini tabi. (Sıkıyosa atmasın. ^_^) Ben beğendim, fena durmuyor. Ama yüzünde nasıl durur, orası tamamen merak konusu. Ancak, eğer doğruysa gözlüğün fiyatı 400 TL civarı birşey. Minik bir servet resmen yahu. :) Güle güle kullansın inşallah. :))


Bugün de elim boş dönmedim kısacası. Yine bereketli oldu. Her günün en az bu kadar bereketli olması dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

9 Kasım 2012 Cuma

Gene Elim Boş Dönmedim. :)

Öncelikle bugün gelen giden olmadı anacım. E malum, geriye kargom da kalmadı nerdeyse. Beklediklerim de, kargoya verildi dendi, ama bayramdan beri bekler dururum. Umarım bir gün elime ulaşırlar, ne diyim. :)

Onun dışında bugünün kazancı 2 şey oldu:

* İlk olarak bir siteden Avon Anew numunesi talep formu doldurdum. Anlamadığım, numune değil de numune kartı göndereceklermiş. O ne demek hiç bilmiyorum ama ufak bir araştırma yapabilirim ya da üşengeçliğim geçmek bilmez, o zamanda oturur gelirse onu beklerim. Benim gibi bu siteden numune isteyenlerin ise biraz kuşkusu vardı. Bilgilerimizi toplamak için yapıyorlar falan dediler. Ama bakalım görücez. Toplasınlar bilgileri, ne olacak? :) Bir de bu numune kartının yanında avon katologu göndericeklermiş. Numune kartı bişeye benzemiyosa, kataloga göz atarız artık, ne yapalım. :)

* İkinci olarak ise Rest Temizlik Ürünlerinden 3 adet temizlik bezi kazandım. Tanesi 1 TL deseniz, 3 TL kardayım. Ama adamlara da üzülmüyor değilim yani, 3 TL lik şey için 5 TL kargo parası mı verecekler diye ben düşünüyorum valla. :) Annem sevindi en azından. O da bir şey tabisi. :))

Bugünü de bereketli sayabiliriz bence. Yalnız, biraz moralsizim tabi. Malum Cumartesi ve Pazar günleri pek bereketli geçmiyor. Yani yarışma da olmuyor, kargo da gelmiyor. O açıdan. :) Bir an önce Pazartesi gelse de, yeni yarışmalara katılsak...

Herkesin günü bereketli geçer umarım...
Sevgiyle kalın.



8 Kasım 2012 Perşembe

Aslında Her Gün Güzeldir!


Bugün yine güzel, sevinçli, bereketli bir gün oldu benim - bizim - için...

Sabah zil çalmadı. Hayır telefon da çalmadı. Bu sefer mesaj geldi. :) MNG Kargo'dan kargonuz vardır, bugün getiricez diye bir mesaj aldım. Oh dedim bugün de gene bereketli olacak bizim için. :))

Neler geldi, neler oldu, tek tek bakalım şimdi:

Öncelikle sabah gelen kargodan hem İkbal çifte kavrulmuş lokum geldi, hem de Avon'dan annemin kazandığı parfüm geldi. :) Güne güzel başlamış olduk. :) Ancak bu kargolar, mesaj atan MNG'den değil, Yurtiçinden geldi. :) Aslında hem biraz moralim bozuldu, (kargolarım bitiyor, son zamanlarda pek bir şey kazanamıyorum. :P) hem de oohh yarabbi şükür oldum. :)

Ardından gün içinde yapılan yarışmalarda, Cinemaximum'dan Mükemmel Plan isimli filme çift kişilik bilet kazandım. Aman erkek arkadaşım duymasın, çünkü çoktan annem üstüne yattı bile. :) Ne zaman gidiyoruz diye sorup duruyor. Film daha vizyona girmedi. Yarın girecek dur diyorum. Hemen boş vakit yarat, gidelim diyor. :)

Daha sonra 15.00 civarı tekrardan kargo geldi. Bu seferki MNG idi tabiki. :) Ve bundan ne geliceni zaten bildiğimiz için, heyecan neyin yaşamadık anacım. Kargocu geldi, imzaladım, açtım paketi. İçinden de bildiğim şey çıktı zaten. MasterCard E-Fest kapsamında yapılan yarışmadan kazandığım göbek eritici geldi. Ne işime yarayacak bilemiyorum. Sevinemedik zaten, çünkü cihaz 2xAAA pil ile çalışıyor. Bizimkiler şimdiden söylenmeye başladı. Bu çok pil yer, kullanamayız diye. Ne yapalım, hediye edicez sanırım. :) Bundan sonra geriye beklediğim topu topu 3 adet kargo kaldı. Kargo beklerken yaşanan heyecanlara hoşçakal yani. :)

Akşamüstü ise, hiç beklemediğimiz sevindirici bir haber aldık. Erkek arkadaşım (bundan sonra ona bir takma ad bulsam iyi olacak. Böyle erkek arkadaş, erkek arkadaş pek uzun oluyor.) Şişli Optik yarışmasından Burberrys (yanlış yazmış olabilirim) gözlük kazandı. :) Hiç beklemiyoduk, resmen şok olduk. Ben şahsen sevindim. Ama herif şimdi de sana hediye edicem diye tutturdu. Ama yok yani, o kazanmış. Güle güle kullansın. O değil de, ailem gibi o da alıştı. Diyor ki evlenince evimizi de böyle çekilişlerden düzelim. Hatta tatil neyin şeyine de katılalım. Beleşten, bedavadan yaşarız hayatı. Ahaha :) Biz böyle yapmıyoruz tabiki şu an. Şu an sadece amatör biçimde, arada bir gördüğümüz yarışmalarda şansımızı deniyoruz. Olan biten bu :)

Aaa ayrıca söylemeyi unuttum, lütfen. Dün akşam 00.00 da bu sefer omo değil, maggi yarışması vardı. Ondan da Sahrap Soysal yemek kitabı ve 10 maggi ürünü kaptığımı da söylemeden geçemicem.

Herkesin, her günü güzeldir. İş, bunu fark etmek. Ve o güzelliği görebilmek. :)
Sevgiyle kalın.

7 Kasım 2012 Çarşamba

Bugünün Güzel Yanları


Güne güzel başlamak saat 00.00'da da mümkün tabiki. :)

Artık dün akşam diyebilirim o saat için. Dün akşam saat 00.00 da Omo Kadınlar Klubu'nün omo seti hediye akşamıydı. Daha önce omodan sadece bir defa hediye kazanabilmiştim. Geçen ay, ben girdiğimde alana kadar, 200 adetli stok bitmişti. Ama dün akşam şanslıydım ve ben aldığımda stok sayısı 193'e yeni düşmüştü. :) Dolayısıyla ilk kapanlardan biri de ben oldum. :) Yalnız o omoyu beklemek, kapışalacağını bilmek, saat 00.00 olsun diye saatleri saymak, sonra da saat tam 00.00'da sayfayı yenileyip omoyu almaya çalışmak cidden heyecan verici bir iş. Bunu sanırım erkek arkadaşıma sorsak daha iyi olabilir. Neticede o ana kadar ( hele ki son anlarda) söylediğim tuhaf sözleri, yaptığım alışıla gelmez hareketleri o gördü, o bildi. :)) Ama neticede omoyu kaptım ya, ohh bir sevindim bir sevindim. Valla bir hamlede 3'er 4'er alanlar da varmış. Ancak benim gözüm tok sanırım, ben 1 tane alarak yetindim. 1 tane olsun, benim olsun yani. :)) Bu şimdiye kadar kazandığım 2. omo oldu. Ev halkı da sevindi tabi. Hadi şimdilik yine deterjan parasından yırttık dediler. :P

Daha sonra, ne sabah çalan zile ne de titreyen telefona uyandık. Gün içinde kargo falan gelmedi. E her gün de gelecek değil ya hani :) Ama, biz tamam yaa zaten geriye bir şey kalmamıştı, gelmesin bugün de derken saat 18.00 civarında zil çaldı ve kargo geldi. Avon'dan kazandığım City Rush parfüm. :) Henüz halihazırda kullandığım bir parfüm olduğu için, paketini bile açıp kokusuna bakmadım. Şimdi düşündüm de kullandığım ve sevdiğim parfümü anlatan bir post yazabilirim aslında. Güzel ve değişik bir post olabilir. :)

Dolayısıyla bugün de bizim için bereketli ve sevinçli geçti. Yalnız yeni yeni farkında varmaya başlıyorum ki bu çekilişlere katılmak, cidden alışkanlık yapıyor insanda. Bağımlılık bir nevi. Ancak hırs yapmamak lazım. Anladım ki hırsla uğraşıp, ben bunu kazanıcam, ben bunu kazanıcam moduna sürüklenirseniz, o size yar olmuyor. Onun yerine katılın, çok da ümitlenmeyin ve evrene pozitif mesaj gönderin. Olay bu kadar basit. Ve unutmayın herşey kader kısmet işi.

Sevgiyle kalın.

6 Kasım 2012 Salı

Moral Bulmak Gerek...

Son zamanlarda öyle çok hoşuma gitmeyen şey duydum ki... Bugünkü en sonunda patlak verdi. Patronum Çiko belki iyi niyetle sarf etti o sözleri ama kırdı geçti beni. Sinir sistemim iyice zayıflamış demekki, hemen dokundu o sözler. Her neyse, şimdi oturup bu üzüntülerimi, sıkıntılarımı, alınmalarımı anlatacak halim yok. :)

Onun yerine günün moral verici, sevindirici haberlerine geçelim. :)
Yine kargo dolu bir gün geçirdim desem yeri var. (Geriye 3-4 tane kargom kaldı, ona üzülebilirim gerçi. :P)

Sabahın köründe bu sefer zil sesi değil, telefon sesine uyandık. Kargo şirketi arıyordu, diyordu ki kargonuz var efendim, evdeyseniz bir uğrayacağız sizlere. :) Aman efendim, buyrun gelin, hoşgelin dedik tabiki biz de :)

Ve 1 saat sonra çat kapı! Günün ilk kargosu geldi. :) İkea'nın yarışmasından kazanmış olduğum hediye geldi. 2'li Kasset Kutu. Kurması çok eğlenceli, bir işe yarıyormuşsunuz gibi hissettiriyor size kendinizi. Annem ne zamandır istiyordu bu kutulardan. Alamadan geldi ya nası sevindik. :))



Bu kargoyu aldıktan sonra (yaklaşık 1 saat sonra) zil yine çaldı. Yeni bir kargo geldi. :) Ne geldi ki acabaa diye heyecan yine başladı ve sonucunda çok ama çok tatlı bir şey çıktı paketten!! Bir haftalık çikolata ihtiyacımı karşılayacak sanırım bu paket. :) İçinde 20 tane gofret var çünkü.



İkea kutularından sonra, ağzımızda tatlandı. Oh deymeyin keyfimize olduk. :) Derkeeennnn yine zil çaldı. Şu sıralar gelmesini beklediğimiz 2 tane kargo vardı. Onlardan iddiaya girdik, kargocu yukarı çıkana kadar. Ama beklediğimiz kargolar değildi gelen. :) Annemin Koton tişörtü gelmişti bu sefer de. :) Lakin XL istememize rağmen L gelmesi sebebiyle, anca bana oldu. Rengini ruhsarını sevdim, ben kullanıcam bakalım. :)



Her ne kadar çektiğim resimde çivit mavi gibi gözükse de, rengi mor-lacivert arasında. Çok hoş. Burç tişörtü olduğu için ve annem de Kova burcu olduğu için, önünde Kova ile ilgili yazılar var. Ben Kova burcu değilim ama olsun. Pek de umrumda değil. Bir tişörtüm daha oldu diye bakıyorum olaya. :) Tişörtün önü esnemeyen bir kumaş. Penye değil ama ne olduğunu da bilmiyorum. Arkası ise dantel. 2.resim arkasından. :) Hem klasik hem spor olarak giyilebileceğini düşünüyorum.

Umarım herkesin günü, her türlü olumsuzluklara rağmen yine de böyle bereketli ve mutluluk verici geçer.
Hayatımızdaki olumlu şeyleri görebilmemiz dileğiyle...
Sevgiyle kalın.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Bugün Ne Sürdüm??

Ahaha, resmen şimdi bu özentiliğimi bu postu yazarak gidericem. Takip ettiğim bir çok blogta, aynen bu başlıkla yazılmış postlar var. Bloggerlar sürdükleri ojeleri çekip, hakkında yorum yapıp bizi bilgilendiriyorlar. Onların ellerini gördükçe, o güzel renkleri gördükçe hep içimde kaldı bu tarz bir şeyi yapmak. Ve şimdi oturdum işte, bu postu yazıyorum. İlahi ben! E ben de oje sürüyorum, ben de göstericem. Benim neyim eksik ki şimdiii?? :))

Üniversiteye başladığımdan beri, yaklaşık 4-5 sene oldu sanırım. :), ojesiz geçen günüm çok az oldu benim. Hatta arkadaşlarım tırnaklarını hiç boyasız görmedik diye sitem eder oldu. Aslında sitem değil de, akılları sıra, bana laf sokacaklar ya... Öyle bir şeyler işte. Bir de ellerimi genelde beğenir insanlar benim. O yüzden şimdi hem elimi, hem ojemi göstericem. :)) Ta ta tataaamm:




Biliyorum, biliyorum: Resimlerim kalitesiz. Ama cep telefonumla çektim. Cep telefonum dandikse, benim günahım ne? :)

Hemen oje tanıtımına geçeyim o zaman:

Oje Adı: Pacific Gabrini Provitamin
Numarası: 44
Alındığı Yer: Cumartesi Pazarı

Markalarla pek aram yoktur benim. Daha çok rengi önemlidir benim için ojenin. Bu renk, istediğim ve çok beğendiğim bir renkti. O yüzden görür görmez almıştım. Üstünden yaklaşık 1 yıl geçti sanırım. 1 yıl önce 1 TL ye falan almıştım diye hatırlıyorum. Genelde arkadaşlarım bu rengin yaz rengi olduğunu söylüyorlar ama ben inatla kışın da kullanıyorum. :) 

Ayrıca ben ojelerimi genelde buz dolabında saklıyorum, bu sebeple hiç bozulma olmuyor. Mesela dediğim gibi bu oje yaklaşık 1 yıllık, ama bir gram bozulması yok. Gayet güzel, lıkır lıkır sürülüyor hala. :) 

Yalnız bu şekilde tırnaklarımı görünce hoşuma gittiler. Söylemek isterim ki tırnaklarımda manikür yok. Zaten bu konuda bilgili olanlar, mutlaka bunu anlarlar. Ama bazen insanlar soruyor da, ben hiç manikür yaptırmadım. Yaptırmaya da pek niyetim yok. (Ona vereceğim paraya gider oje, kitap vs alırım diye düşünüyorum.)

Aa söylemeden geçemicem bu arada. Erkek arkadaşım sürekli oje kontrolü yapar bana. Güzel sürebilmişim diye, bakar bakar, tek tek inceler tırnaklarımı. Eğer bu postu okursa ki pek sanmıyorum. :) (Üst kısımlara göz gezdirip, sıkılacağını tahmin ediyorum. :)) Söylesin bana, olmuş mu bu sefer ojelerim?


Güne Kargo ile Uyanmak...

Güzeldir, eğlencelidir, insana moral verir.
Sabah uyandım ama yatak sıcak, rahat falan canım hiç istemiyor çıkmak yataktan. Ben de şekerleme yapmaya çalışıyorum, pinekliyorum bir nevi. Derken zırrrrr (bizim zil böyle çalıyor, ben de isterdim daha asortik falan çalsın tabi, din dan don gibi. Ama ev eski olunca zili de gayet antika oluyor.) zil çaldı. E benimde beklediğim bir kaç kargo olunca, acaba hangisi geldi ki yaaa, durumuna düştüm. Malum 5.katta oturuyoruz. Kargocunun o 5 katı merdivenlerden çıkması da malum uzun sürüyor. (Apartman eski olduğu için asansör gibi bir alternatif yok.) İşte o çıkış esnasında, annemle girmediğim iddia kalmıyor. O diyor, bu geldi. Ben diyorum, hayır yaa bu geldi. Dolayısıyla heyecan dorukta oluyor! Bugün de öyle oldu ve sonucunda çok severek, isteyerek, beğenerek kazandığım ayakkabılarım geldi. (Son zamanlarda çekilişlere katılmak gibi bir hobi edindim. Hem sinir stres alıyor, hem eğlenceli oluyor. Kazanırsanız eğer, orası ise mutluluktan başka bir yola çıkmıyor!) Ayakkabılarım nasıl mı derseniz:

İşte aynen böyleler. Tabi ben resim konusunda pek becerikli olmadığım için, topukları çıkmamış resimde ayakkabının. Ama anladığım kadarıyla( göz kararı) rahat 14 cm vardır. Çünkü ön tarafı da baya bir platformlu. Bayılıyorum böyle platformlu ayakkabılara! Ama tabi rahat olması koşuluyla! :) Bana çekilişinde bulunma şansını veren, kazandıktan sonra ilgisini ve alakasını hiç sakınmadan, çok samimi ve içten bir şekilde davranan, son sürat ile kargoya veren ve ayakkabının hemen elime geçmesine olanak sağlayan "Bensu Kaya'ya" buradan çok teşekkür ediyor ve ona sevgilerimi gönderiyorum! Sağol canım benim. :)

Bugün işte güne bu sevinçle başlamış oldum. Ama kargolarım durmadı! Bir tane daha kargo aldım bugün. :) Bu seferki bir kitaptı. Kitap okumayı acayip seven biri olarak, kitap hediyelerine, çekilişlerine, marketlerde reyonlara dayanamıyorum. Bıraksanız, bütün gün o reyonlardaki kitapları karıştırabilirim ve hiç sıkılmam. :) Bundan sonra buraya okuduğum kitapların yorumlarını da yazabilirim. O da güzel olabilir. :)
Her neyse, bu gelen kitabım da, resimde de görüldüğü üzere Aykut Semerci'nin Aşk Tefecisi isimli eseri. Ona da buradan çok teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca kitabı adıma imzaladığı için de ayrıca bir teşekkür...


Keşke her gün böyle bol bereketli geçse..
Hediye almak cidden insana acayip moral veriyor.
O zaman hemen apaçilik yaparak bu postuma son veriyorum:
"Gününüz gününüzden moralli geçsin anacım."
Sevgiyle Kalın.

4 Kasım 2012 Pazar

Merhaba!


Dün akşam samimi bir arkadaşımla telefonda konuşuyoruz. Kız veryansın ediyor; herşeyden, hayattan, arkadaşlıktan, aileden, okuldan... Diyor ki artık konuşacak, derdimi anlatacak, içimi dökecek kimse bulamıyorum. Açıcam bir blog kendime, dökücem dertlerimi oraya da rahatlıcam.

O arkadaş ben değilim tabiki, sadece onla konuştuktan sonra uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığım bir şeyi gerçekleştirme fırsatı buldum kendimce ve açtım bir blog. Bu da malum açılış yazım olacak.

Açılış yazımda, benim de ne kadar sıkıldığımı yazacak değilim. Buraya sıkıntılarımı, üzüntülerimi yazmak istemiyorum ben. Sevinçlerimi, pesimist gözümle bile görebildiğim pozitif şeyleri yazmak istiyorum. Uf,puf diye sıkılıp, çözümsüz kalmak istemiyorum. Çözüm üretmek, bir şeyler yapmak, gaza gelmek istiyorum. :) Bir nevi günlük tutmak istiyorum ama bugün sabah saat 9 da kalktım, kahvaltımı yaptım. Sonracıma giyindim, süslendim. Okuluma gittim. Bla bla bla gibi bir şeyler yazmak da istemiyorum.

Eğer buraya yazdıklarımı beni tanıyanlardan biri de okursa, onun için söylediklerimden, hissettiklerimden dolayı pişman olmadığımı bilsin isterim. Neticede içimde ne varsa, onu dökeceğim ben ortaya. Herşey her zaman sizi güldürmez, bunu unutmayın. :)

Şimdiye kadar yazdıklarımın güzel bir başlangıç olup olmadığından emin değilim. Blog yaşantımı nereye kadar sürdürebilirim, emin değilim. Çabuk sıkılıyorum, maymun iştahlıyım, kendimi biliyorum.

Hakkımda kısmını okuyan olursa bu arada, cidden ben asosyal değil antisosyalmişim. Öyle bir ayrım varmış sanırım. Çok da araştırmış değilim ama sosyal hayatı çok fazla sevmeyen insanlar için bu kavram kullanılıyormuş. Tamam kabul, sosyal hayatı seviyorum ama bir yere kadar. Gece belli bir saatten sonra dışarıda olmayı sevmiyorum mesela. Kendimi güvende hissetmiyorum o zaman. Evimi arıyorum, o sıcaklığı, güven hissini, ailemi arıyorum. Sürekli oraya buraya gidip kahve içip, saatlerce muhabbet etmekten de hoşlanmıyorum mesela. Bana bu tarz şeyler vakit kaybı gibi geliyor biraz. Yani, otururum, 1-2 saat konuşurum, sonra döner ya nette gezinirim, ya kitap okurum, yaparım bir şeyler. Benim olayım bu. Benim mutluluğum bu. Benim hoşlantım bu.

Kısacası, buraya gelip kendimi anlatacak değilim. Yukarıdaki tanımın açıklamasını bilmeniz yeterli. Gerisine gerek yok gibi. Sadece yaşamdan alıntılar olacak bu blogun amacı. Sanırım öyle yani. - Sıkılmadığım sürece -